Bünyan - Gergeme










Gergeme, Bizans döneminde "Karkama" adıyla bilinen tarihi bir yerleşim yeridir.Koramaz dağının eteklerindeki bu köy Türk döneminde Gergeme adını almıştır. Gergeme, aynı zamanda 19. yüzyılın halk şairlerinden Aşık Sıtkı'nın da köyüdür. Aşık Sıtkı, Aşık Seyrani'nin çağdaşıdır ve iki şairini şöyle bir hikayesi rivayet edilir:
TAŞ DEĞMEDİKÇE KİŞİ KAMİL OLAMAZ
Ben eski zamanları sanırım sizden daha çok yaşarım. “Eski zamanları yaşamak” ne demektir? Geçmişi merak etmek… Bunun için de okumak, yaşlılarla konuşmak ve çok çok gezmek gerek… Geçmiş zamanlarla ilgili hatıraları dinlerken bazı şiir parçalarına, fıkralara rastlamak ilginç gelir. Çok iyi bildiklerimiz, bildiğimizi sandıklarımız ve adlarını sanlarını hiç duymadıklarımız… Dizi dizi insanla karşılaşırız.
YÜZÜNE BAKILACAK ADAM KALMADI
Develili Seyrani Baba, benim tanımaktan büyük keyif aldığım bir insandır. Özüyle sözü arasında doğruluk derecesi bu kadar orantılı olan bir insan az bulunur. Seyrani, bir gün camiden çıkarken Develili yaşlı bir adamla karşılaşmış. Adamla biraz halleşmişler.
Adam: -Artık gözlerim görmüyor, kimselerin yüzünü seçemiyorum, diye dert yanmış:
Seyrani: -Üzüldüğün şeye bak, demiş. Bu dünyada yüzüne bakılacak adam kalmadı, boş yere sıkıntıya sokma kendini.
TAŞ DEĞMEDİKÇE KİŞİ KAMİL OLAMAZ
Seyrani Baba’yı az buçuk biliyoruz da ya bizim şu Sıtkı Baba’yı hiç duydunuz mu? O da Seyrani Baba’nın çağdaşı… 19. yüzyılda yaşamış. 1820 yılında Bünyan ilçesinin Gergeme köyünde doğmuş. Sıtkı Baba’nın asıl adı Memiş’tir. Rivayet odur ki, bu iki insan karşılaşmışlar ve iyi dost olmuşlar. Sıtkı Baba, bir gün Develi’ye ulaştığında Seyrani’nin ölüm haberini almış. Çok üzülmüş. Bazı insanların Seyrani’nin ardından söylediklerini duymuş, daha da üzülmüş. Seyrani’nin mezarının başında bir şiir söylediği rivayet edilir.
Bu şiirin sadece bir dörtlüğü tespit edilebilmiştir.
Kimi Sünni dedi, kimi Kızılbaş
Kişi kamil olamaz değmedikçe taş
Rabbin etsin sana imanı yoldaş
Gözet yollarımı ben de geliyorum
Sıtkı Baba da 1892 yılında hakkın rahmetine kavuşur.
İKİSİNİN DE MEZARINI BULAMIYORUZ
İşin ilginç bir tarafı da ikisinin ölüm tarihleri de çok eskilere dayanmadığı halde, ne Develi’de Seyrani’nin mezarını, ne de Bünyan’da Sıtkı’nın mezarını bulabiliyoruz. Hep rivayetler anlatılıyor. Aslında onun mezarı şuradaymış ama oradan birileri kaldırmış, sonra ne olduysa kimse bilmiyor falan filan… Kısacası mezarları yok, yok.. Develili Seyrani hakkında hiç olmazsa bunca kitap yazıldı. Sıtkı Baba’yı ise tanıyan insana nadiren rastlanır. Nereye gitti bu insanın şiirleri? Bir divanı olduğu söyleniyorsa da bu güne kadar kimse bulamadı.
Memiştir bizim adımız
Arşa çıkar feryadımız
Sanatımız insan sevmek
Böyle öğretmiş üstadımız
Diyen bu ustanın şiirlerine ulaşamamanın sıkıntısı had safhadadır. Onu tarihin tozlu raflarından indirip Bünyan’ın tam göbeğine dikmek ve gençlere de “bakın, Sıtkı Baba’yı iyi tanıyın, hiç unutmayın” demek lazımdır. Sıtkı Baba’nın “Ya İlahi” isimli bir şiirini sizlere takdim edeyim de büyük ustanın ne sıkıntılar çektiğini bir öğrenelim:
YA İLAHİ
Ya İlahi kıl vikaye
Sığınmışam sen Hüdaya
İnayet et ben gedaya
Bizi suizan ederler
Dillere destan ederler
Derviş olup seyyah olsam
Postumu eynime alsam
Alimlere ben de varsam
Bizi suizan ederler
Dillere destan ederler
Köşe-yi vahdette kalsam
Mushafı elime alsam
Hacca gidip hacı olsam
Bizi suizan ederler
Dillere destan ederler
Mektebi sıbyane gitsem
Çoban olup davar gütsem
Yüz cariye azat etsem
Bizi suizan ederler
Dillere destan ederler
Sıtkıyâ bak bu hengame
Katip olsam yazsam name
Hoca olsam şeyhülislame
Gene suizan ederler
Dillere destan ederler
Kelimeler:
Suizan: Her şeyde bir art niyet aramaya, yanlış düşünüp yanlış yorumlamaya denir.
Vikaye: koruma, gözetme
Geda: yoksul
Vahdet: birlik
Mushaf: Kuran-ı Kerim
Yazar:Burhanettin AKBAŞ Fotoğraflar:Hazal AKBAŞ,Burhanettin AKBAŞ

Yorumlar