Mimar Sinan'ın Atina'daki akrabalarından İshak Sinanoğlu'nun, İbrahim Hakkı Konyalı'ya 23 Ocak 1952'de yazdığı ve İbrahim Hakkı Konyalı'nın hangi gazeteye ait olduğunu bilmediğim 28 Şubat 1973 tarihindeki köşe yazısında yayımlamaya başladığı mektubunun bir bölümünü size sunacağım. İbrahim Hakkı Konyalı daha sonraki köşe yazılarında mektuba devam etmiş ama benim elimde sadece ilk iki bölümü mevcut. 1973 yılında İbrahim Hakkı Konyalı'nın hangi gazetede yazdığını nereden bulabileceğimi bilenlerden yardımlarını bekliyorum. İshak Sinanoğlu'nun Mektubu Baedesselam hatırı aliniz istifsar ederim saniyen bendeniz an aslın (aslında) Kayseri'nin Üskübü köyünden şanlı Mimar Koca Sinan ağanın ailesinden Dr. Stavri Sinan oğlunun evlatlarından biriyim. Sevgili vatanıma 1911'den beri hasretim. Fetanetlü bay İbrahim Hakkı, neşrettiğiniz Mimar Sinan ağanın kitabından anlıyorum ki zatı alileriniz hür fikirli halis Müslümanlardan birisiniz. Hz. Zülcelal ömrünüzü müzdat buyursun. Müteveffa Mimar Sinan'ın an aslın Kayseri'nin Üskübü köyünden aba ve ecdadından olduğumu açıkça iznar etmek isterim. Tarihe hizmet etmek lazımdır. Koca Mimar Sinan ağa ne Arnavut, ne Bulgar, ne de Macar, Halis babadan evlada Kayseri'nin Üskübü karyesindendir. Sinan oğlu Stavro'nun oğludur ve kendisinin Hristiyan isminin Dimitri olduğunu bildiririm. Validesi Katerinadır. Yaşının çok ilerlediği zamanlarda vatanı olan Üskübü'ye gelip kaldığınıi akrabasına müsafir olup kendinin ailelerinden bulunduğunu Hıristiyan iken isminin Dimitri olduğunu ve çocuklarına ruhu için dua etmelerini istediğini ve bir miktar para verdiğini atalarımızdan işitmekteydik. Hatta şerefli elleriyle yazılmış üç kıt'a mektuplarını da saklamakta idik. Mübadelede Mersin de kayboldu. Polisler elimden aldı. Ağırnas ve Keçi Bürüngüz da akrabaları olduğu anlaşılıyor. Üskübü'ye geldiğinde köyüne yakın bir çeşme yaptırmış. Kendi ailemiz Sinanoğlu bağ ve tarlalarından çıkan suyu bu çeşmeye akıtmıştır. Ayrıca hayvanların su içmeleri için de 6 havuz yaptırmıştır. Kadınların çamaşır yıkamaları için etrafı duvarlı bir çeşme daha yaptırmıştır. Bu kadınlaarın çıplak yerlerinin dışardan görünmemesi içindir. Bir de göl yaptırmıştır. Göl gece dolup gündüz tarla ve yoncalıkları sulamak için yapılmıştır. Malumunuzdur ki Hıristiyan ölüleri için senede iki defa bir araya gelip kiliselerde hususi dua olunur. Muayyen vakitlerde hanemizde yapılan dualarda ölülerimiz cedvelinde Sinan ve Dimitri isimleri vardır. O cennet mekanın her ne kadar duaya muhtac olmadığı malumunuzdur. Dört Türk Şanlı Sultanına hizmet etti. Harp gerilerinde yaptığı hayrathaneler, mektepler, medreseler, çeşmeler, sebiller ruhunu şad etmeye yeter. Ağırnas köyünde yaptırdığı üç çeşmeden mada dördüncüsü de yeni çeşme adını alır. Üskübü'de köyün içerisinde üç çeşme mevcuttur. Köyün etrefında dahi dört çeşme vardır. Birincisin adı Yusuf çeşmesi, ikincisin asıl ismi "Gelen Koca Mimar Sinan Ağa Çeşmesi" iken sonra kelimeler kısaltılmak suretiyle "Gelen Koca Çeşmesi" denilmiştir. Köyün yakınında Koramas dağları üzerinde keşişler çeşmesi vardır, o da Sinan'ındır. Koramaz dağlarından bir ufak ırmak çıkar. Birkaç sene akar, birkaç sene akmaz. İsmine "Gaziler Suyu" veyahut "Gazlar" suyu denilir. Yakınında 20-25 adet Selçuk mezarı vardır. İhtimal ki bu çay da adını o gazlerin mezarlarının yazılarından almışlardır. Mezarların bu yazısı okutulsa tarihe büyük faydası olabilir. Koramas dağlarında büyük mağaralar mevcuttur. Mimar Sinan baba ve dedesinin adı şöyledir: Sinanoğlu Hiristonun Dimitrios Sinan'dır. Validesinin adı Katerina, biraderlerinin adları Yuani ve Yorgi'dir. Pederinin kardeşlerinin adları da Petro ve Stavrol. Ailemizin pek büyük serveti ve emlakı vardır bazıları şunlardır...
Malesef bundan sonrasına ulaşamadım. Ama buraya kadar okuduklarınızdan sonra sizce hala Mimar Sinan Ağırnaslı mı yoksa Üskübülü mü?
Yazı: İsmail Şahin
Yorumlar